top of page

KENDİNE AŞİNA OLMAK

Mindfulness tanımında da belirtildiği gibi şimdiki zamana taşıdığımız farkındalığımızda bilinçli bir yönlendirme söz konusudur. Bu niyetli yapılan hareketin içine dahil ettiğimiz tavrımız asıl belirleyici olan faktördür. Çünkü buradaki tavrı vurgulamazsak sanki sadece soğuk bir halden bahsediyor gibi anlaşılabilir. Halbuki mindfulness pratiklerinde vurgulanan her zaman kalbin mevcudiyetidir. Yani nazik, açık, yargısız ve arkadaşça bir tavırla yönlendirilen bilinçli bir farkındalık hali asıl etkiyi yaratandır. Çünkü yaşamda sadece dikkat ettiğimiz şey büyür ve onu nasıl büyüttüğümüz önemlidir.

Mindfulness meditasyonları ile bu niyetli dikkati bedensel duyumlarımıza, duygularımıza, düşüncelerimize ve davranışlarımıza yönlendirerek onu eğitmeye başlarız. Düşüncelerimizin %90 bir önceki günle aynı olduklarını bildiğimize göre, aynı şekilde düşünerek ve hissederek yaşamda durmadan aynı döngüleri yaşama ihtimalimizin de yüksek olduğu ortadadır. Eğer gelişime ve dönüşüme devam edebilmek istiyorsak, ki bu her insanın doğasında olan bir dürtüdür, kendi paternlerimize hakim olmamız önemlidir. Bunu yapmak kendimiz dışında ve etrafta çözümler aramayla, geçici eğlencelerle, hoşa gitmeyenleri ötelemeler veya onlardan kaçınmalar ile pek mümkün olmaz. Kalıcı çözümler istiyorsak onları sadece kendi üzerimizde çalışarak bulabiliriz. Bunun için de meditasyon yapmalı ve kendimize samimiyetle aşina olmalıyız.

Kendine aşina olmak gül bahçesi vadetmeyebilir. Bununla birlikte yeni bir zihin yapısına ve yeni duygulara ulaşabilmek için gereken tek kaynak kendi içimizde araştırılarak bulunabilir. Hangi düşünce, duygu ve davranış kalıplarının nerelerden kaynak bulduğunu fark etmek ile başlayan süreç, hangi seçimleri neden yaptığımızı anlamamıza kadar uzanabilir. Yani bir nevi kendini keşif, kendine varma yolculuğu da denebilir. Dediğim gibi her zaman aydınlanmalar ve harikalar yoktur içinde ama şu kısacık ömrümüzde biz de gitmezsek kim gider ki bizi keşfetmeye?

Formel pratiklerle tanışan hepimizin yaşadığı zor süreçler oluyor ve bu çok normal. Alışık olmadığımız bir oturma şekli ve postür ile hareket etmeden, çoğunlukla gözler kapalı ve konuşmadan geçen zaman dilimleri yaşamak gerekiyor. Bunu yapmamızın nedeni de hayatımızın sakin anlarında kendine aşina olma halini geliştirmek ki dikkati en çok dağıtan stresli anlarda doğru seçimlerle doğru kararları verelim.

Sporda özellikle dikkat performansın hammaddesidir. Nereye yönlendirdiğin her spor branşı için çok önemlidir. Anlık kararlar almak, hemen harekete geçmek, doğru tercihi yapmak, doğru yere odaklanmak ve büyük resmi görmek gibi birçok konu sadece doğru dikkat yönlendirmesiyle mümkündür. Eğer performans için o an seni başarıya taşıyamayacak bir konuya (bir hataya, takım arkadaşına, antrenörüne, seyirciye, kendi yargılayıcı iç sesine, sabah yaşadığın bir tartışmaya, gelecekle ilgili bir kaygıya, vs) dikkatini yönlendirirsen ve uzun süreler fark etmeden orada takılı kalırsan, şimdiki anda sana lazım olan tüm enerjini boşa harcamış hatta çöpe atmış sayılırsın. Durgun sularda yüzmeyi öğrenmiş halde fırtınayı karşılamak gibi, günlük alışkanlık edinilmiş mindfulness meditasyonlarının sahada sporculara ve antrenörlere stresin en yoğun olduğu anlarda doğru dikkat yönlendirme ve akışta kalma yetisini kazandırdığı kanıtlanmıştır.

Yanlış yapmanın mümkün olmadığı mindfulness pratiklerinde tek gerekli olan devamlılıktır. Çünkü artık bilimsel olarak da biliyoruz ki sadece disiplinli bir düzenle yaptıklarımız nöroplastisite sayesinde bizdeki dönüşümü sağlayabilir. Burada dönüşüm kelimesinin altını çizmekte fayda var. Hedef hiçbir zaman mükemmellik olamaz, çünkü yaşamda mükemmellik aralıksız olarak mümkün değildir. Ama dönüşüm nazik bir dikkat ile her zaman mümkündür.

Sevgilerimle,
Zeynep Seda Uslu
3 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Cev Şampiyonlar Ligi Yarıfinali

Bu sezon Avrupa’nın en büyük kupası olan Cev Şampiyonlar Ligi Yarıfinali 'ne gelindiğinde üç Türk takımını sahada görmenin sevincini...

Comments


bottom of page